Archive for Kasım 2, 2009

ali sami yen’de rapsodi

geçen hafta kadıköy deplasmanında oynanan maçta ve alınan sonuçtan sonra müthiş bir psikolojik deprem yaşayan galatasaray camiası, haftaiçi ziraat bankası türkiye kupası maçı için bucaspor ile karşı karşıya gelecekti. aman moralleri bozulmasın, sinir şıtres sonucu götlerindeki kıllar ağarmasın, kewellımız gülsün, ardamız sakal bırakmasın gibi duygusal sismik hareketler yaşayan taraftarımız hep destek tam destek parolası ile baros’unun ayağı kırılmış, keita’sı 3 maç ceza almış galatasaray’ının her daim yanında olduğunu göstermek için ali sami yen’deki yerini almıştı. garip bir futbol ile bucaspor maçı 2-1 kazanılarak iyileşme sürecinin çabuk atlatılacağı sinyallerini veren takım, tobias linderoth’un 60 dakika boyunca sahada kalmasıyla birlikte en büyük kazançlardan birini elde etmiştir. moralin kralı, hasosu, ağababası budur bir bakıma. ki o linderoth; forma savaşı içine gireceği mevkidaşlarının 2 sene boyunca atamadığı pası, 2 sene boğuştuğu sakatlıklardan sıyrılıp laaaak diye atıvererek ” şimdi siktim belanızı ” tadında galatasaray’ın rakiplerine müthiş bir gözdağı vermiştir.

konu biraz linderoth’a kayacaksa da koydum kaymayacaksa da. banane abi, 2 senedir bekledim bu adam ile ilgili bir şeyler karalayabilmek için. e şimdi de arkadaşlar gel baba bizim bloga yaz taşşağını yiyeyim deyince fırsat bu fırsat yazıyorum. – yazar burada kendisini bloga davet edenlere teşekkür etmektedir – bilmiyorum adını ve stilini hatırlar mısınız ama galatasaray erkek basketbol takımımızda 2000 – 2004 yılları arasında forma giymiş ” kelepçe ” lakaplı yiğit özmen denilen bir adam vardı. lakabından da anlaşılacağı üzere savunduğu adamı sahada kilitlerdi. o adam bunalıma girer, oyundan düşerdi. linderoth’u en iyi tanımlayan kelimelerden biri bu olsa gerek; kelepçe.

tek top oynama konusunda orta sahada hücuma dönük oynayan birçok oyuncudan eksiği olmayan defansif orta saha adamı, fm midir cm midir her ne sikimse oynayarak ” hacı futbol benden sorulur ” edalarında gezinen arkadaşların anlayacağı dilden söylemek gerekirse; bir dmc den de ötesi. nasil diyor siz espana? mes qué un club mü? işte bu adam da mes qué un dmc. oyun kurabiliyor, adam kilitleyebiliyor, adamını savunarak oyundan düşürebiliyor, bir bakmışsın 1. bölgede savunma yaparken ” topu kaparsam nereye/kime atmalıyım ” sorusunun cevabını arıyor aynı zamanda. sakatlıkları tamamen atlattıysa vay rakip futbolcuların haline. bu sene keita’dan sonraki en büyük transferimiz. önümüzdeki 2-3 senenin kadrosunun kilit adamı. borcumu ödeyeceğim derken, ne demek istediği gayet net bir şekilde anlaşılıyor sanırım. anlayamayanlar varsa da beri gelsin, algı sorununu giderme konusunda kendime has taktiklerim var, acısız ve de ağrısız.

dün oynanan sivasspor maçında ise ilk 11’de  çıkar diye beklemiştim, beklediğimden daha şukela bir orta saha ile çıktık sahaya. ne zamandır barış, mehmet topal ve mustafa sarp’ın aynı anda oynadığı zaman neler yapabileceğini görmeyi düşlüyordum. gördüm de. ( burayı metin özülkü küfrü tarzında okuyun ) valla amına kodular ortalığın. nasıl ki önünde keita oynayınca kendine gelen bir sabri sarıoğlu izlediysem, yanında mustafa sarp ve barış özbek oynayınca kendine gelen bir mehmet topal izledim. servet ise orta sahada görev alan üçlünün işini kolaylaştırması dolayısıyla çok daha rahat bir maç çıkardı gökhan zan ile birlikte. gökhan zan benim gözümde fernando meira’nın bonservis ücreti ödenmeden alınanıdır. şimdi diyorlar ki; sivasspor kötüydü, atak yapacak hali bile yoktu. ulan hepiniz ayar yemiş mehmet barlas bakışı ile sürreal pornografinin magmasındasınız haberiniz yok. biz yine de bakış açısı diyoruz ve geçiyoruz ama unutmadan bu tarz söylemler ya da yorumlar yapan arkadaşların ” vintage point ” adlı filmi izlemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. okuduktan sonra da yorumlarını imkanlar el verdiği sürece mail yoluyla iletmelerini rica ediyorum.

arkadaşlara daha önce de söyledim rijkaard’ın bir bildiği vardır taktiği ile oynuyoruz diye. kimse boşuna kasmasın sistem budur ağğbi, dizilişimiz de budur diye. bırakın kardeşim, galatasaray’ın başında futbolu senden benden ve 70 milyondan daha iyi bilen bir adam var. geç ekran karşısına ya da git stada seyret, ben öyle yapıyorum ve bu şekilde stres dolayısıyla götümde çıkan sivilceler de geçti.

ey xvideos.com, xhamster.com müdavimleri, ey elizabethçi, elanorcu masturbatif ergen nesil; bırak eczane eczane dolaşıp sebamed tedarik etmeyi, bırak, sivilcesavar olarak size önereceğim isimler; galatasaray yönetimi, rijkaard – neskeens, sabri sarıoğlu, linderoth, keita, mustafa sarp ve gökhan zan.

ey bu masturbatif neslin biyolojik babası, organik kan bağı 1. dereceden abisi, 25 – 40 yaş grubu galatasaray taraftarı; dün sivas maçında sahadaki galatasaraylı futbolcuların doğaçlamaksızın gerçekleştirdiği rapsodik eylemine aynı şekilde eşlik ederek sadakatinden ve metanetinden ödün vermeden sezon sonuna kadar sabret, zerre kadar şüphemiz yok ki sezon sonunda bu rapsodinin galası var.

Kasım 2, 2009 at 4:04 am Yorum bırakın

Beşiktaş vs. Wolfsburg ?

Kasım 2, 2009 at 12:38 am Yorum bırakın


Kasım 2009
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30  

İRTİBAT

tamsahablog@gmail.com

Twitter

follow me

sahaya giren

  • 80.425 kişiden birisin!

Yazar Arşivi

Doctor

best

best